bilen bilir bu sıfatı kullanmayı ne çok sevdiğimi. arabeskten tut, rocka kadar çok saçma denecek kadar geniş bir yelpazeye sahip olan müzik zevkimden herhangi bir şarkıyı duymam yeterli "tanraaaaaam dünyanın en güzel şarkısı yeaa!" diye bas bas bağırmam için. bunun bir türevi de "benim şarkım lan bu!" dur, ona da başka zaman değinirim artık.
şu sıralar "dünyanın en güzeli" gibi gelen şarkılar çok gazcı, çok!
eskiden morali bozuk olduğunda depresif şarkılar dinleyip kendi kendini ağlatan bir kızcıktım. such a drama queen! şimdi bir cafe veya ofiste kulağıma çalan bir şarkı beni benden alıp götürebiliyor. gariptir, şarkı hiç romantik değil. aksine tam gaz kafa sallatıyor, ama rocker gibi de değil. hani benim mıymıyım var ya, aynen onun gibi. önce soldan sağa omzun üzerinden bir kafa dalgalanması, sonra soldan sağa hobbaaa! hatırladın mı?
hayatımı dünyalara bölmeye alışmışım, böylesi daha kolay; aile dünyam, kızlarımla olan dünyam, manitalarla olan dünyam. şu sıralar bu listeye bir yenisi daha eklendi. adı bile yok; çünkü kendisi bayağı (bayyyaaa) belirsiz. ama o dünyanın da şarkıları var, bir dolu üstelik. gaz şarkılar böyle, nasıl desem...? kafa da sallatıyor, kafa atası da geliyor insanın dinledikçe. Hızlı şarkılar olsalar da, gözlerimi dolduruyorlar kimi zaman. onların hissettirdiği duygu, yeni dünyam kadar belirsiz. mutlu mu ediyor, mutsuz mu belli değil. bazen bu şarkıların bana ait olmadığını düşünüp, silmek istiyorum bilgisayarımdan. elim mi gitmiyor nedir, kaç kez denedim olmuyor, yapamıyorum. hayır, işin kötüsü bu şarkıların kopyaları her yerde! Bilgisayardan silmekle bitmiyor, telefonumdan da silmeliyim, ipodumdan da... arkadaşlarımın hayatından da silmeliyim ki o çok zor. bir mekana gittiğimizde çalsalar, ne yapabilirim ki? "Hiç dinlemesem ne olurdu?" diye soruyorum kendime. cevaplar hoşuma gitmiyor, işte o an gözlerim doluveriyor. "Şarkılarım olmadan asla diyorsanız, Sena!" diye kendimle dalga geçiyorum. Bazen de diyorum; "Kulaklarım sağır olsaydı da duymasaydım o lanet olasıca ritmi!"
Dengesizim biliyorum, ama o dünyam da dengesiz. Ölmek istemiyorsam ben, bu dünyanın içinde nefes almalıyım, alıyorum da... Ama hani ciğerin yanar ya öyle bir şey bu dünyanın havası. Yakıyor nefesini geri verirken, içini. O zaman tekrar şarkılarım geliyor aklıma, ben istemesem de çalıyorlar, çalıyorlar... Bu şarkıları öldürmek gerek biliyorum, dünyanın en güzel şarkıları olsalar da... Peki bunu yapmayı istiyor muyum? İşte orda sadece susuyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder